Sağlıklı kadın olmanın 10 yolu

Kendinize iyi bakın Yaşam şartları her geçen gün hızla değişiyor ve zorlaşıyor. İş hayatında artan stres, kötü beslenme ve hareketsizlik gibi etkenler özellikle evin hemen hemen tüm yükünü omuzlarında taşıyan kadınları çok daha fazla etkiliyor. Değişen yaşam şartları ile birlikte obezite, kalp hastalıkları, kemik erimesi, meme kanseri ve serviks kanseri, kadınlar arasında en sık rastlanan hastalıkların başında gelmeye başladı . Tüm bu hastalıkların tedavisinin olmazsa olmaz kuralı ise erken teşhis. Bu nedenle kadınların kendilerine çok iyi bakmaları ve belli aralıklarla düzenli kontrollere gitmeleri gerekiyor.

Fazla kilolarınızdan kurtulun Çalışmalar obezite ve bununla ilgili hastalıkların kadınlar için ciddi bir sorun olduğunu gösteriyor. Gün geçtikçe kadınlardaki obezite görülme oranlarında artış yaşanıyor. Obezitenin kadınlarda bu hızlı yükselişi tip 2 diyabet, hipertansiyon, inme, osteoartrit gibi aslında daha çok menopoz sonrasında sıklığı artan hastalıkların daha erken yaşlarda görülmesine neden oluyor. Ayrıca kardiyovasküler hastalıkların da kadınların ölüm nedenleri arasında birinci sıraya yükselmesini de açıklıyor. Bu nedenle kadınların mutlaka fazla kilolarından kurtulmaları, sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam tarzını benimsemeleri gerekiyor.

Kalbinizi kontrol ettirin Özellikle kadınlardaki obezite, tip 2 diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıkların son yıllarda hızla artması kalp hastalıkları oranlarındaki yükselişi de beraberinde getiriyor. Öyle ki kadınların ölüm nedenleri arasında kardiyovaskuler sorunlar 1. sırada yer alıyor. Bu nedenle öncelikle varsa fazla kilolarınızdan kurtulmak için sağlıklı beslenme ve hareketli yaşamı hayat tarzınız haline getirmelisiniz. Sonrasında ise herhangi bir risk faktörünüz yoksa tansiyonunuzu belirli aralıklarla kontrol ettirmeli, kolesterolünüzü düzenli olarak ölçtürmeli ve kalbinizi tanımak adına doktorunuzun ön gördüğü tetkikleri yaptırmalısınız.

Kan şekeri tahlilinizi yaptırın İnsülin direnci son yıllarda özellikle kadınlar arasında sıklıkla görülen önemli sorunlardan biri. Bu sorunu yaşayan kadınlarda açlığa tahammülsüzlük, tatlı gıdalara saldırma ve yemek sonrası ağırlık hissi gibi sorunlar yaşanıyor. Özellikle bu sorunu yaşayan kadınların açlık, tokluk kan şekerleri ve insülin direnci testlerini yaptırmaları ve uzman hekimler tarafından değerlendirilmeleri gerekiyor.

Bilinçsiz diyetlerden uzak durun Hareketsiz yaşam, rafine gıdalarla beslenme, gebelik esnasında aşırı kilo alma ve doğum sonrasında verilemeyen kilolar, sağlıksız zayıflama diyetleri, büyük şehir hayatının dayattığı çalışma koşulları depresyon ve buna bağlı yeme bozuklukları kadınların metabolizmalarını olumsuz etkiliyor. Sonucunda da kadınlar hem istedikleri kiloya ulaşamıyor hem de vücutlarında olması gereken birçok değeri kaybediyor. Bu nedenle bilinçsiz diyetlerden uzak durun ve mümkünse doktor kontrolünde zayıflayın.

D vitamini eksikliğine dikkat Değişen yaşam şartları ile birlikte kapalı ortamlarda geçirilen süre her geçen gün artıyor. Güneş ışığıyla az temas eden kadınların yaşadığı bir diğer önemli sorun ise D vitamini eksikliği ve devamında gelen kemik erimesi. Özellikle menopoz sonrası dönemde birçok kadında rastlanan bu durumdan korunmak için yaşamınıza hareket katarak akşamları televizyon ya da bilgisayar başında harcadığınız zamanı azaltıp onun yerine yürüyüş yapın, hafta sonları AVM'lere gitmek yerine açık havada deniz kıyısında, ormanda ya da parklarda zaman geçirebilirsiniz.

Tüm bunların yanı sıra gün ışığından yeterince faydalanamıyorsanız sürekli kapalı ortamlarda çalışıyorsanız halsizlik, yorgunluk bitkinlik enerjisizlik hissediyorsanız D vitamini değerlerinizi ölçtürmekte fayda var. Doktorunuz gerekli gördüğü aralıklarda kemik yoğunluğu ölçümlerinizi özellikle menopozdan sonra ihmal etmeyin.

Kontrollerinizi ihmal etmeyin Kadınların ihmal etmemesi gereken bir diğer önemli kontrol ise periyodik jinekolojik muayene ve pap-smear testi. Düzenli yapılan jinekolojik muayene ve testler sayesinde serviks kanseri, over kanseri, miyomlar gibi birçok kadın doğum organlarına ait patolojilerin erken tanısı mümkün olabiliyor. Bu nedenle kadın doğum uzmanınızın önerdiği aralıklarla kontrollerinizi yaptırmalısınız.

Düzenli takiplerinizi yaptırın Kadınları bekleyen diğer bir tehlike de meme kanseri. Meme kanseri kadınlarda en sık görünen kanser türü. Hayat boyu her 8 kadından birinin meme kanserine yakalanma riski var. Ailesinde meme kanseri hikayesi olan kadınlarda, 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapanlarda, 18 yaş öncesinde ilk doğumunu yapanlarda, geç menopoza giren, erken yaşta adet görmeye başlayanlarda meme kanseri riski artıyor. Bunun yanı sıra alkol, sigara, doğum kontrol haplarının uzun süre kullanımı, menopoz sonrası hormon tedavileri gibi birçok faktör de meme kanseri riskini arttırıyor.

Yorgun hissediyorsanız tahlillerinizi yaptırın Düzensiz ve tek tip beslenmenin yanı sıra uzun süren yoğun adet kanamaları Türk kadınlarının önemli sağlık sorunlarından biri olan demir eksikliği anemisini beraberinde getiriyor. Eğer yeterince sağlıklı beslenemiyor, çok yoruluyor ve kendinizi sürekli yorgun hissediyorsunuz, saçlarınızda dökülme tırnaklarınızda çabuk kırılma çarpıntı, unutkanlık gibi sorunlar yaşıyorsanız yaşınız kaç olursa olsun doktora görünün. Gerektiği takdirde kan tahlillerinizi yaptırın. Hatta yılda bir kez bu tahlilleri tekrar ettirin.

Tiroid tahlillerini önemseyin Kadınlarda en sık görülen endokrinolojik hastalıkların başında Hashimato tiroidi, yani tiroidin yavaş çalışması geliyor. Bu sorun zaten çok yoğun çalışıp enerji açlığı çeken kadınların metabolizma hızlarının iyice azalmasına neden oluyor. Aşırı hissedilen yorgunluk, enerjisizlik ve bitkinlik iş dışında geçen zamanı hareketsiz yaşam tarzına yönlendiriyor. Bu kısır döngü de vücuda zarar veriyor. Metabolizma hızınızın yavaş olduğunu düşünüyor ve kendinizi yorgun hissediyorsanız mutlaka tiroid tahlillerini yaptırın.

Meme kanserinden korunmanın en iyi yolu ise taramalar. Normalde 20 yaşından sonra her ay kendi kendine ve yılda bir kez doktorda meme muayenesi yaptırmanız öneriliyor. Ulusal kanser tarama programı önerilerine göre 20-40 yaş arası; ayda bir kendi kendine, iki yılda bir klinik meme muayenesi 40-69 yaş arası; ayda bir kendi kendine, yılda bir klinik meme muayenesi, iki yılda bir de mamografi çekilmesi gerekiyor. Ancak tabi ki doktorunuz bu protokolün sıklığında ve uygulamasında sizin risk durumunuza göre değişiklikler yapabiliyor.