Hafızlarda kalmak mesele, midelere oturmak değil. Sendikal Haklara da ihtiyaçları olsa gerek. O kadar abartmayalım dedik. Yılın her gününe bir anlam yüklemeyelim dedik. Dinletemedik. Bakın onlar bile isyanlarda.

Kurbanlıkların dilinden Kurban Bayramı heyecanı

Gün gelir devran döner. Bugün benim başıma gelen, yarın senin de başına gelebilir.

Yılın yarısını tatil yaparak geçiren bir ülkede, onların da tatil yapmaya hakları var elbette. Çalış çalış nereye kadar, değil mi ama?

Komşunun tavuğu komşuya kaz görünürken, "kaz gelecek yerden tavuğu esirgememek" gerek diye düşünenlere atıfta mı bulunuyorlar ne?

"Delikanlıyım" demek yeterli değil. Delikanlılığın kitabını yazmak gerek.

Haksızlığa baş kaldırmak yürek ister. Yürek kadar bilek de ister.

Duygusal sömürülerden sıkıldık da, sömürmekten sıkılmadık bir türlü. Onlar bile anlamış gibi görünüyor bu durumu.

O kadar söyledik. "Bu kadar Ahmet Kaya dinlemeyin, melankoliye bağlıyorsunuz sürekli" dedik.

Güvende hissetmek sadece insanoğlunun ihtiyacı değil demek ki. Onlar da öğrenmişler gözlerin yalan söyleyemeyeceğini.

Bir bu eksikti. E olacağı buydu. Dilin dışarıda bön bön bakarak dolaşırsan sokaklarda. Ciğercinin kapısındaki kedinin gözlerinden esin alırsan. Hanımların "öküz" demelerine kızmamak gerek.

Sadece köpeklerin sadakati değil demek gerçek olan. Onlardan öğrenecek çok şeyimiz var bence. Bekleyeni bekletmemek gerektiğini koyun bile anlamış. Bir de "beyinsiz" derler hayvana.

Bugüne dek olabildiğince uzak kalmasına rağmen, mirasın kokusunu aldığı an yanından hiç ayrılmayan varislere benzemiyorlar mı?

Medyanın gücü bizi ne kadar esir aldıysa, bizimle birlikte aynı coğrafyayı soluyan hayvanları da bir o kadar sarmışa benziyor.

Evlatlarını ve torunlarını, çeşit çeşit yemek hazırlayarak bekleyen anne, camın önünde yol gözleyen baba. Vefasızlık etmeyelim hanımlar beyler. Sadece bayramlarda izinli olmuyorsunuz. Tatile gitmek için bayramlara ihtiyacınız yok yani.
OGÜNhaber