Yeni yapılan bir araştırma kahvenin karaciğere olan faydalarını ortaya çıkardı. Çalışmaya göre her gün iki bardak kahve içmek siroz gelişimini azaltıyor...

Hergün iki bardak kahve içerseniz...

Siroz hastalığı çok ilerlediği vakalarda, karaciğer kaybına yol açabiliyor. İstatistiklere göre 1980-2010 yılları arasında da, 675 bin ila 1 milyon kişinin sirozdan dolayı kaybetti.

Siroz hastalığı obezite ve kronik alkol kullanımı gibi birçok faktörden kaynaklanabilir. Örnek verdiğimiz bu iki durumda da, karaciğerdeki kollajen gibi lif benzeri bağ dokular uyarılarak sağlıklı hücreler yerine skar dokusu üretilebilir.

Yakın gelecekte unvanı obezite tarafından elinden alınacak gibi görünse de, şu anda sirozun en yaygın sebebi de alkol kullanımıdır.

Daha önceki yapılan çalışmalarda kahve temelli kafeinin anormal karaciğer fonksiyonlarına ve hücreler arası lifli bağ dokunun artmasına karşı koruyucu etkileri olduğu gösterilse de, bu veri üzerinde geniş kapsamlı bir çalışma yürütülmemişti.

Daha önce yayımlanmış 9 araştırmanın verilerinden faydalanan ve kahve ile siroz riski arasındaki bağlantıyı gösteren yeni bir araştırma ise Alimentary Pharmacology and Therapeutics’de yayımlandı.

Bulgulara göre; her gün bir bardak kahve tüketmek, siroz riskini yüzde 22 azaltıyor. Her gün 2 bardak kahve tüketmek ise siroz riskini yüzde 43’e kadar, 3 bardak tüketmek yüzde 57’ye kadar, 4 bardak tüketmek de yüzde 65’e kadar azaltıyor.

Kahvenin siroz riskini nasıl azalttığı, sorusunun kesin cevabı için ise yeni yapılacak çalışmaları beklemek gerekecek. Fakat araştırmacılara göre kahvenin antioksidan ve iltihaplanma önleyici etkisi bunu sağlıyor olabilir.

Bu iki etkinin karaciğerde hücre aralarındaki lifli bağ dokunun artmasına karşı koruyucu özelliği olduğunun bulgularına daha önce yapılmış çalışmalarda ulaşılmıştı.

Araştırma her ne kadar geniş kapsamlı görünse de, araştırmacıların belirttiğine göre; yalnızca alkol kaynaklı sirozla kahve tüketimi arasındaki bağlantının kurulabilmesi, hepatit, obezite ve diyabet kaynaklı sirozun kahve tüketimi ile ilişkisi değerlendirilememesi gibi birçok sınırı bulunuyor.

Ayrıca araştırmada bütün kahve çeşitlerinin (öğütülmüş, hazır, kaynatılmış ve filtre kahve gibi) aynı etkiyi yaratıp yaratmadığı konusunda da net bir bilgi bulunmuyor.

OGÜNhaber