Aşk, en güçlü duygulardan biri, belki de birincisi. Bazılarının mutluluktan ayaklarını yerden keserken, işler yolunda gitmediğinde depresyonun, hatta intiharın da nedeni olabiliyor.

Aşk ağrıyı kesiyor..!

''Aşk duygusunun ağrı kesici özelliği vardır'' diyen Uzm. Hipnoterapist Psikolog Gani Eser, aşkın; duyguların en karmaşığı ve en zor tahlil edileni olduğunu söylüyor. Eser’e göre, etkisi altına girenin ruh halini benzersiz biçimde değiştiren aşk, çevreye farklı bir enerji yayılmasına neden oluyor. Ağrı kontrolünde, dokunmanın ve düşünce gücünün etkisini gösteren araştırmalar mevcut. 2010 yılında İngiltere'de yapılan araştırma bunlardan biri. Araştırmaya imza atan Nörolog Dr. Marjolein Kammers, “Yaralandığınızda veya herhangi bir sebepten dolayı ağrınız olduğunda elinizi ağrıyan yerin üzerine koyun, ağrınız hafifleyecektir” diyordu. Psikolog Gani Eser, aşkın da ağrı kesici özelliğe sahip olduğunu söylüyor. Eser, mutluluk hormonunu harekete geçiren aşkın yarattığı ruh hali ve etkilerine dair şu tespitlerde bulunuyor:

“AŞK AĞRI KESİCİ ÖZELLİK GÖSTERİR” “Yolda yürürken istemsizce gülümseyen birini görürseniz o kişi büyük olasılıkla aşıktır. Çünkü aşk mutluluk hormonunu harekete geçirir. Ayaklar yere basmaz, algı farklılaşır, tolerans seviyesi ya çok yükselir ya da dip yapar. Aynı zamanda ağrı kesici özelliği vardır aşkın. Beden ve zihin bu keyifli durumu bozabilecek her etkiyi güçlü bir biçimde bertaraf eder. Bir başka insana duyulan aşk anneye, çocuğa, tanrıya karşı hissedilenden farklıdır. Çekim gücü doğal yollardan değildir. İzah edilemez bir bağ kurulur aşık olanla olunan arasında. Diğerlerinden farklı bulmanın, duyguların yoğunlaşmasının nedeni mantıkla açıklanamayacak kadar karmaşıktır.”

AŞK KARŞILIKLIYSA GÜCÜ KATLANIR, MUTLULUK HORMONLARI TAVAN YAPAR Uzm. Hipnoterapist Psikolog Gani Eser, özellikle karşılıksız veya platonik aşkın, psikolojik etkilerinin, daha doğrusu psikolojik yıkımının da en az aşk kadar güçlü olduğu görüşünde: “Kişi ‘acaba yaşadığım duygu aşk mı?’ diye soruyorsa cevap olumsuzdur. Aşık olan birey ruh haline bir teşhis koymaya çalışmaz; sadece yaşar. Eğer duygular karşılıklıysa aşkın gücü katlanır. İki kişinin çevresine yaydığı enerji dışarıdan fark edilir. Onlar için dünya durur, gözleri birbirlerinden başka bir şey görmez olur.

KARŞILIKSIZ VEYA MUTSUZ AŞKIN SONU İNTİHAR DA OLABİLİR Adeta bir perde dış dünya ile onları ayırır. Salgılanan mutluluk hormonları benzersiz duygular yaşamalarına neden olur. Ama eğer tek taraflıysa ve karşılıksızsa aşık olanı zor bir süreç bekler. Melankoli, içe kapanma, isyan, suçlama gibi duygular birbiriyle yarışır. Kişi dengesizleşir, yaşamın kontrolünü kaybeder ve intihara kadar gidebilecek derin bir depresyona girebilir.”

“AŞK PİYANGO BİLETİNE İKRAMİYE ÇIKMASI GİBİDİR” Kısacası aşk güzeldir. Piyango biletine ikramiye isabet etmesi gibi nadiren ortaya çıkar, yaşarken göklere uçar, bittiğinde yere çakılır insan. Her güzel duygunun olduğu gibi aşkın da bir sonu olduğunu bilmek ne yazık ki bir işe yaramaz. Çünkü işin içinde duygular varsa ne hesap yapabilir ne de strateji belirlenebilir. Yaşanır ve biter. Yaşarken hissettiklerimizdir yanımıza kar kalan.”

PSİKOLOJİK DENGE HER AN DEĞİŞEBİLİR Aşkın, yarattığı duygu durumunun değişkenliğine işaret eden Eser, depresyon veya intihar nedeni olmaması için aşkın da beslenmesi gerektiği görüşünde. Araştırmalar, aşkın ömrünün en fazla 2 yıl olduğunu gösteriyor. Psikolog Eser, süre vermiyor ama duyguların giderek yoğunluğunu kaybettiğini söylüyor. Gerçek aşkın hesap- kitap tanımadığını aktaran Eser, aşkın zaman içindeki yolculuğunun da, sonuçlarının da herkes için farklı olduğunu vurguluyor:

“BİR TARAFIN ISRARI, DİĞER TARAFIN EZİYETİ OLABİLİR” Sevmek aşktan farklı olarak karşı tarafı kusurlarıyla kabul etmek, desteklemek ve yaşam yolunda birlikte yürümektir. Dalgalı denizin durulması gibi aşk da yerini sevgiye bırakabilirse ilişkiler sağlıklı bir hal alabilir. Ama aşk bittiğinde ilgi de yok oluyorsa bir tarafın ısrarı diğer taraf için eziyet haline gelebilir.

AŞK BAŞKA BOYUTA GEÇER, SEVGİ OLUR “Aşk öyle benzersiz bir duygudur ki verdiği haz ile çektirdiği duygusal acı her an yer değiştirebilir. Beslenmek ister ve beslenemezse hormonlar tersine çalışmaya ve bireyi depresyona sokmaya başlar. Bu kadar yoğun olan duygu durumu elbette çok uzun süre devam edemez. Yavaş yavaş ya da aniden perde kalkar, gerçekler, kusurlar belirmeye başlar ve birey hayal kırıklığı yaşar. Hormonlar normal seviyelerine döndüğünde ilgi devam ediyorsa aşkın yerini sevgi alır.

PSİKOLOJİK DENGE HER AN DEĞİŞEBİLİR Aşkın, yarattığı duygu durumunun değişkenliğine işaret eden Eser, depresyon veya intihar nedeni olmaması için aşkın da beslenmesi gerektiği görüşünde. Araştırmalar, aşkın ömrünün en fazla 2 yıl olduğunu gösteriyor. Psikolog Eser, süre vermiyor ama duyguların giderek yoğunluğunu kaybettiğini söylüyor. Gerçek aşkın hesap- kitap tanımadığını aktaran Eser, aşkın zaman içindeki yolculuğunun da, sonuçlarının da herkes için farklı olduğunu vurguluyor:
OGÜNhaber