Bakan Pakdemirli, "Bu kadar uzun bir tedarik süreci gerekli mi, bugünkü şartlarda bunu ciddi biçimde ele almak lazım. Hal Yasası çıkarılacak, Perakende Yasası'nı da ele almamız lazım." dedi.
Yerel ürünün bulunduğu yerdeki zincir marketin manav reyonunda satılmaya başlanmasıyla lojistik, elleçleme kayıplarının engelleneceğini ve yerel ekonominin kalkınmasının sağlanacağını vurgulayan Pakdemirli, şöyle devam etti:
"Bugün itibarıyla yasal zorunluluk yüzde 1. Yani perakende sektörü, yerel ürünü yüzde 1 rafta bulundurmak zorunda. Bunu yüzde 15-20'lere taşıyabilirsek, yerinde üretim ve tüketime kavuşuruz. Aradaki taşıma kayıpları, yakıt masrafı gibi birçok masraftan da kurtulmuş oluruz. Zincir bu kadar kopuk, arada da bu kadar uçurum olmadığı dönemde de fiyatlar birbirine mutlaka yakınlaşacaktır, arada da fırsatçılar kalmayacaktır diye düşünüyorum. Zincirde 4 aracı varsa bu 2'ye düşmüş olacak."
Pakdemirli, kooperatiflerin de sistemde etkin olarak yer almasının önemine işaret ederek, "Kooperatif üreticiden alacak, belediyenin tahsis ettiği yerlerde bina ve marketlerini kuracak, burada satışını yapacak. Bu orta vadeli bir proje, bugünün işi değil. Bugünün işini tanzim çadırlarıyla hallettik." diye konuştu.
"Tarımsal hasıla 4 misli artırılabilir"
Bakan Pakdemirli, üretim planlamasına yönelik sorular üzerine, domates, patates, soğan gibi ürünlerle ilgili eksiklikler olabileceğini, planlamada da en iyi noktada bulunulmadığını dile getirdi.
Üretimde çok farklı disiplinlerin alanına giren unsurların yer aldığına dikkati çeken Pakdemirli, önemli olanın hedefler koyup, buna uygun planlamalar yapmak ve ürünün "yok satmayacağı" bir sistemi kurmaktan geçtiğini ifade etti.
Avrupa'da geçen yıl patatesin tonunun 20 avroya kadar düştüğünü, bugün rakamın 360 avroya ulaştığını belirten Pakdemirli, "Bu her ülkenin başına gelebilen bir şey. Geldiği zaman da muhalefet partilerinin, muhalif medyanın elinde patates taşıyıp veya patates animasyonlarıyla dalga geçtiği bir durum değil. En nihayetinde bakanlığın da yapabilecekleri sınırlı. Bulutları aralamak, kapatmak, yağışları kontrol etmek gibi yetkinlikleri yok." değerlendirmesinde bulundu.
Planlama konusunda optimizasyonu kullanmayı kararlaştırdıklarını ifade eden Pakdemirli, Türkiye'nin tarımsal hasılasını 4 misli artırabilecek olanaklara sahip olduğunu kaydetti.
Pakdemirli, havza bazlı yönetime geçerek, Ankara'nın sorumluluk ve yetkilerini biraz daha havzalara devredip, optimizasyon ve planlamaları oralarda yaptırmak istediklerini, bu sayede daha iyi bir planlama olacağını bildirdi.
"Resmin büyüğüne bakmazsak haksızlık ederiz"
"Tarımda sıfır risk, sıfır problem asla olmayacak." diyen Pakdemirli, Türkiye'nin bir tarım ülkesi olduğunu ve tarımsal hasıla açısından Avrupa'da ilk, dünyada 7'nci sırada yer aldığını belirtti. Pakdemirli, "Türkiye aslında kaynaklarını iyi değerlendiriyor. 17'nci sırada toprak kaynağınız var ama dünyada 7'nci sıraya oturmuşsunuz. Boş araziler, değerlendiremediğimiz şeyler var mı, var. Eğer resmin büyüğüne bakmazsak kendimize haksızlık ederiz." dedi.
Eskiye oranla çok daha fazla çalışılması ve gelecek 20 yılda üretimin en az yüzde 50 artırılması gerektiğini vurgulayan Pakdemirli, işlenmiş gıdada da yürünecek yer ve alınacak mesafe olduğunu dile getirdi.
"Hal Yasası için örnekler inceleniyor"
Bakan Pakdemirli, Hal Yasası ile ilgili dünyadaki çeşitli örneklerin incelendiğini söyledi.
Yasayla ilgili 1-2 ufak noktayı ilgili bakanlıklarla konuştuklarını anlatan Pakdemirli, "Hal Yasası, Meclisin açılmasıyla hızlı şekilde yasalaşacaktır diye düşünüyorum. Buradaki ana amaç üretici ve tüketicinin daha yakınlaşması, tüketicinin daha iyi fiyatla daha iyi ürüne ulaşmasıdır." diye konuştu.
Hal Yasası'na "süper bir anlam" da yüklenmemesi gerektiğini vurgulayan Pakdemirli, bu yasayla bütün problemlerin çözülmeyeceğini, kooperatiflerin, Perakende Yasası'nın da devreye konulmasına ihtiyaç olduğunu kaydetti.