Hande Erçel, Hürriyet'ten Hakan Gence'ye konuştu.. İşte Hürriyet'te yayınlanan o röportaj...

Üçlü aşkı asla kabul etmem..!

Bandırma’dan İstanbul’a yolculuğunuz nasıl başladı? Babam bir Beyaz eşya markasının yetkili servisi, annem ev kadını. Hâlâ Bandırma’da yaşıyorlar. Benden bir yaş büyük bir ablam var. İkizim gibi hissediyorum. Keyifli bir çocukluğum oldu. Ağaç tepelerinde büyüdüm. Yaşadığım yer çok küçüktü. Bu yüzden sokakta yürüdüğümde beni tanımayan yoktu. 17 yaşımda Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar’ı kazandım ve İstanbul’a geldim. Geleneksel Türk Sanatları okuyorum.

Peki nasıl keşfedildiniz? Aslında çocukluktan beri amacım oyunculuktu: “Ben sahnede olmalıyım.” İçimden bir şey sürekli bunu söylüyordu. Bu yüzden bir yandan da oyunculuk eğitimi almaya başladım. İlk işim ‘Çılgın Dershane Üniversitede’ dizisinde Meryem karakteriydi.

İstanbul sizi korkuttu mu? Hayır, cesurdum. İstanbul’a tek başıma geldim ve dört yıl yalnız yaşadım.

Şöhret, hayatınızda neleri değiştirdi? Aslında hayata bakışımda değişen bir şey olmadı. Sadece sokağa çıktığımda insanların yüzünün bana döndüğünü görmek mutlu edici.

Ardından Fikret Kuşkan’ın başrolünde olduğu ‘Hayat Ağacı’ dizisinde oynadım. O set benim için okul gibiydi. ‘Güneşin Kızları’ dizisiyse adımlarımın en büyüğü oldu. Bir tırmanış gibi. Ben bunu istedim. Bu yüzden bana verildiğini düşünüyorum.

Bu kadar büyük ilgi bekliyor muydunuz? Tabii istiyordum ama bu kadar çabuk olacağını ve bu kadar çok tanınacağımı tahmin etmiyordum

Bir anda yıldızı parlayan ve sönen bir çok oyuncu var... Gelecek sizi korkutuyor mu? Hayır. Arkamda bir ailem ve eğitimim var. Ama hayatta doğru, düzgün adımlar atmak istiyorum.

Altın Kelebek Ödülleri’nde ‘Yıldızı Parlayanlar’ kategorisindeki üç isimden birisiniz. Yaz dizilerinde ekranda onlarca yeni nesil genç oyuncu varken, onların arasından sıyrılmanın sırrı ne? Üç kızdan biri olmak benim için çok önemli. “Oyuncuyum” diyemem. Daha çok çalışıp kendimi geliştirmek zorundayım. Bu düşüncem ve enerjim bana bir şeyler sağlamış olabilir.

Sizi fiziğinizden mi yoksa oyunculuğunuzdan dolayı mı bu kadar sevdiler? İnsanın samimiyeti tamamen kameraya yansıyor. İçinde kötülük besleyen biri değilim. Bu samimiyetin karşı tarafa geçtiğini hissediyorum. Bu yüzden bu kadar sevildiğimi düşünüyorum

Kimine göre seksi, kimine göre sevimlisiniz... Her kadın seksi olmayı da çocuksu olmayı da bilmeli. Ben kendimle barışığım, bu yüzden hissettiğim duygular dışarıya yansıyor. Bazen çocuksu, bazen seksi olabiliyorum.

20 yaşında Azerbaycan’da düzenlenen ‘Miss Civilization of the World’ güzellik yarışmasına katılıp Türkiye’yi temsil ettiniz. İkinci oldunuz. Yarışmaya katılma sebebi güzelliğinizi tescil ettirmek mi yoksa oyunculuk için bir basamak mıydı? Bunun oyunculuk için bir basamak olmadığının farkındaydım. Zaten öyle şeyler düşünen insanları sevmem. O yarışma bir hevesti. Küçüktüm, çok istiyordum, tescillenmek de güzel bir şey.

Nasıl yani? O kadar çok “Oldum” diyen insan var ki. Kimse “Oldum” dememeli. Bu duygum herhalde bunu getirdi..

Emre Kınay’ın canlandırdığı Haluk’un kemeri bize de çıkar diye korkuyor musunuz? Vallahi gün gelecek o kemer Selin’e de vuracak mı, çok merak ediyorum. Haluk karakterinin ağır travmaları var. Bu etkiler oğluna ve eski karısına yansıyor. Umarım bana yansımaz.

Gözlerinizi Türkan Şoray’a benzetiyorlar. Sizin de Şoray kanunlarınız var mı? O tamamen gelen işe ve senaryoya bağlı. Proje için çok gerekli bir sahne olması gerekiyor.

Dizide Ali karakteri Selin’e defalarca “Defol” diyor. Selin yine de gitmiyor. Siz aşk için bu kadar ısrarcı olabilir misiniz? Adamına göre değişir. Selin, Ali’nin içini biliyor. Ben de âşık olduğum adamın içini o kadar iyi bilsem gitmeyebilirim.

Bir de bu aşkın arasına üçüncü şahıslar giriyor. Üçlü aşkı kabul eder misiniz? Asla kabul etmem. İlişki dediğin iki kişiliktir.

Neden? Aldatıldınız mı? Hayır aldatılmadım!

Çok âşık oldunuz mu? Evet. 19 ve 22 yaşımda âşık oldum. Daha yeniydi aslında. Ama bitti. Süreç böyle gerektirdi. Her şey saygıyla bitti.

Şimdi hayatınızda biri var mı? Yok. Çünkü işime odaklanmak istiyorum. Aşk, hiç beklemediğim bir anda gelirse gelir.

Nasıl bir erkek olmalı? Sadık. Ne istediğini bilen bir erkek. Benim için ilişkide en önemli şey sadakat.

Bu kadar büyük ilgi bekliyor muydunuz? Tabii istiyordum ama bu kadar çabuk olacağını ve bu kadar çok tanınacağımı tahmin etmiyordum

OGÜNhaber