"Bu heykeller sanki dans ediyor. Her heykeltıraş dans hareketlerini bu kadar iyi bir şekilde heykele dönüştürebilir mi?" sorusu üzerine Seyrek, şunları söyledi:
"Zannetmiyorum, yapamazlar. Bu başka bir şey. Çünkü hareketi bilmeyince; omuz nasıl kalkmalı, o esnada hangi bacaktan destek almalı, kas hareketi nasıl olmalı… Bunları dansı bilmeyen yapamaz. Zaman zaman bazı yapamadığım hareketleri heykelde yapmaya çalışırım. Hatta 'solist kız şöyle bir hareket yapsın' diyerek çalıştığım heykeller bile oluyor. Tahta heykellerde bu kadar detay olmuyor tabii ama onlar da daha statik oluyor."
Çıkış noktası Yunus Emre
Uğur Seyrek, serginin çıkış noktasının koreografisini yaptığı son bale eseri "Yunus Emre" olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"Aslında genel baktığınız zaman yani hayat felsefesi olarak hep bir yerlerden tutmaya çalışıyorsun. Koreografilerle insanların bir şekilde yansımasını görmesi açısından, bütün hikayelerde Shakespeare olsun, Otello olsun, Kösem Sultan, Fındıkkıran olsun. Hepsi bir şekilde hayatın içinden geliştiği için aynı noktaya geliyorsun; niye bunlar oluyor? İnsan olarak bu kadar savaşa, kavgaya-dövüşe, egoya ne gerek var? Kadın-erkek ilişkileri, hem beraber ama aynı zamanda da apayrı enerjiler. Ama her zaman kadın çok kuvvetlidir. Kadınlar her şeyden doğar, öyle acayip bir güçleri var. Aslında dünyayı kadının bu gücü yönetiyor. Bu eserde ise daha da derine inmek gerekiyordu. Yaşamı-ölümü, yaşamda önemsediğimiz pek çok şeyin aslında ne kadar gereksiz ve yüzeysel olduğunu, kıymetini bilmediğimiz değerleri, dünyanın bizlere ait olmadığını, bu dünyada misafir olmamıza rağmen bizimmiş gibi har vurup harman savurduğumuzu ve dünyanın gelecek için korkunç bir deformasyona uğratıldığını irdeledim."
Sanatçı Seyrek, "Her dans koreografinizin içinde barındığı heykel çalışmalarınız var mı?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Her zaman birebir olmayabilir. Ama dolaylı olarak mutlaka olur. Mesela yazın Yunus Tonkuş'un atölyesinde A. Adnan Saygun'un Yunus Emre Oratoryosu'nu dinlerken bu heykeller Yunus Emre koreografisinin hazırlıkları oldu. Birebir olmasa da bu çalışmalarla koreografinin nasıl bir şey olacağını hayal etmeye başlıyorsunuz. Hep böyle oluyor. Başka türlü olmuyor. Desen ve heykellerden koreografi, koreografiden desen ve heykeller besleniyor. Önümüzdeki dönem yeni bir koreografi fikrim olmazsa belki yine heykel yaparım ama daha zorlu çıkarabilirim. Veyahut ileride yapmak istediğim bir koreografi üzerine çalışarak heykelde ilerlerim. Pek çok proje, yapmak istediğim bir dolu iş var. Danstan bağımsız bir heykel çalışması yok gibi. Absürt çok modern bir şey yaparım belki ama yine de bir bağlantı olması lazım."