Kısacık sanat hayatına yüzlerce eser sığdıran Van Gogh çoğu sanatçı gibi öldükten sonra değeri anlaşılmış bir ressam. Üstelik acılar içinde geçen kısa ama ilginç hayatının üzerindeki bazı sırlar hala çözülebilmiş değil.

Dahi ressam Vincent Van Gogh

Vincent’ın ölü bir ağabeyi vardır ve bu ağabeyi ile aynı adı taşırlar. Hayatı boyunca kendisini, ağabeyinin ruhunu üstlenmiş hissetmiştir.

Babası Protestan rahibi olan Van Gogh, 15 yaşındayken amcasının önerisiyle Lahey’deki bir sanat galerisinde iş bulur. Böylece çalışma hayatına adım atan sanatçı, galerinin Brüksel, Londra ve Paris ofislerinde çalışıp iyi para kazanıyorken içine kapanır ve dindarlaşır; en sonunda da işini bırakır.

Van Gogh hayatı boyunca 2100 eser yarattı ve bunların yaklaşık 860’ı yağlı boya tablosuydu. Çoğu eserlerini hayatının son 2 yılında yapmış / tamamlamıştır.

1880’de galerici kardeşi Theo‘nun önerisiyle resim kariyeri yapmayı düşünür. 27 yaşındadır.

Birçok sanatçı gibi Van Gogh da ne yazık ki öldükten sonra değeri bilinen sanatçılar arasında. Yaşadığı dönemde resimlerinin sanatsal değeri anlaşılmayan Van Gogh günümüzde dünyanın gelmiş geçmiş en iyi ressamlarından biri olarak görülüyor. Yaşadığı dönemde değeri anlaşılmadığı içinse yalnızca 1 tane resmini satabilmiş. Bu da The Red Vineyards near Arles isimli tablo.

1886-1889 yılları arasında kendisinin 30’dan fazla otoportresini çizdi. Bu sayede hem ressamlık yeteneğini geliştiriyordu hem de resimleri için modellere ödeyebileceği parası olmadığından böyle bir çözüm bulmuştu. Ressamın aynı zamanda birkaç fotoğrafı da var.

Resme başladığı zaman model olarak genelde köylüleri kullandı. Sonradan manzara, çiçek ve kendisini çizmeye başladı. Bunun sebebi modellere para veremeyecek kadar fakir olmasından dolayıydı.

Vincent boyalarını Paris’teki Julien Tanguy’un dükkânından satın almıştır. Bazen Tanguy’un boyalarına karşılık resimlerini vermiştir ve Tanguy’un dükkânında galeri görevi gören arka odada çoğu ressamın resimleri ile birlikte Vincent’ın resimleri de sergilenmiştir.

Van Gogh, resim kariyeri boyunca kardeşi Theo‘dan aldığı maddi destek sayesinde ayakta durabilmiştir. Geçimini kardeşinin yardımları ile sağlayan sanatçı, Hollanda’da Nuenen ve Anvers’te kaldıktan sonra 1886’da Paris’teki kardeşi Theo’nun yanına yerleşir.

Van Gogh kronik nörolojik bir hastalık olan temporal lob epilepsisi denilen bir epilepsi hastalığı dolayısıyla acı çekti. Bu hastalık sebebiyle krizler zamansız oluyor ve kendini tekrarlıyordu.

Van Gogh resim yaparken, rivayetlere göre; boyayı paletin üzerine değil doğrudan tüpten tuval üstüne sıkıyor ve parmaklarıyla eziyordu. Bu tuhaf resim yapma tarzına ek olarak bazen boyayı yediği ya da yemeğinin içine sıktığı da söylenir.

Vincent’ın hayat boyu en yakın arkadaşı, erkek kardeşi Theo oldu. Theo, Vincent’ın hem ruhsal anlamda en büyük destekçisi hem de finansal destekçisi oldu. Vincent hayatı boyunca 800’e yakın mektup yazdı ve bunların büyük çoğunluğu Theo’ya yazılmıştı.

Krizlerinin birisi sırasında Van Gogh, arkadaşı Paul Gauguin’e bir jiletle saldırmaya çalıştı. Ve bunun sonucunda Vincent kendi kulağının bir kısmını kesti. Söylenildiğinin aksine kulağının hepsini kesmedi. Ve bunu yaparken kendinde olduğu belirsiz.

Van Gogh resimlerinde sarı rengin bizi büyüleyici bir şekilde içine çekmesi aslında kendisinin bir hastalığı yüzünden olabilir. Uzmanlar sanatçının içtiği absintten dolayı gözlerinde var olabilecek olan bir hastalık olduğunu düşünüyorlar. Görüşünün bozulduğu ve sarımtrak renklerde görmeye başladığı için eserlerine de bu sarı rengin yansımış olabileceği düşünülüyor. Ayçiçeklerini resmettiği o muhteşem resimlerinde bunları görebilirsiniz.

Vincent Van Gogh ile matematik arasında büyük bir ilişki var! Evet, yanlış okumadınız. Görsel olarak kullandığı teknik ileri derecede karmaşık ve hala çözülemeyen bir kaç matematik ilkesine dayanıyor. Bu görsel tarzda çıkan eserlerinin çoğu hayatında geçirdiği kaotik zamanlardan kalmaymış.

Vincent 37 yaşındayken Fransa’nın Auvers kentinde silahla intihar ettikten iki gün sonra öldü. Öldüğü zaman kardeşi Theo yanındaymış. Son sözleri “La tristesse durera toujours” olmuş. Yani “Mutsuzluk sonsuza kadar sürecek(the sadness will last forever)”.

Birçok sanatçı gibi Van Gogh da ne yazık ki öldükten sonra değeri bilinen sanatçılar arasında. Yaşadığı dönemde resimlerinin sanatsal değeri anlaşılmayan Van Gogh günümüzde dünyanın gelmiş geçmiş en iyi ressamlarından biri olarak görülüyor. Yaşadığı dönemde değeri anlaşılmadığı içinse yalnızca 1 tane resmini satabilmiş. Bu da The Red Vineyards near Arles isimli tablo.
OGÜNhaber