Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü akademisyenlerinden Yrd. Doç. Dr. Hülya Çalışkan Akgül, Ayasofya mağarasında kemik parçalarını ulaştıklarını belirterek, “Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. İsmet Gedik ile bağlantı kurduk. Kendisi hiç düşünmeden çalışmamız üzerine elindeki parçaları bize verdi. Mağaranın alt tarafından denizel dolgu tabakası var. Bu bir zamanlar denizin buraya geldiğini gösteriyor. Onun üstünde toprak oluşumunu simgeleyen bir dolgu tabakası var. Bu dolgu tabakasının içinden bu parçalar toplanmış. Bizde bazı kemik parçaları topladık. Topladığımız kemik parçalarından bir tanesi bir domuz omuruydu. İsmet Gedik’in topladığı kemik parçalarının içerisinde büyükbaş hayvana ait bir kemik bulundu. Daha eski dönemi çalışan arkeologlardan görüş aldık. Etçi bir hayvana ait olduğu söylenen patisine ait bir kemik parçası söylendi. Biz hep paleolitik mi diye düşünürken o büyükbaş hayvana ait kemik parçasının üzerinde metal bir alet tarafından yapılmış bir keski izine rastladık. Eğer metal bir alet devreye giriyorsa o zaman bu durumda paleolitik diye yola çıkmamız biraz zor bir durum olur. Ancak bu mağara çok önemli. Sadece mağara ve sığınakların kullanılması paleolitik dönemde değil, Karadeniz Bölgesi’nde özellikle batıda örnekleri görüyoruz çok daha geç dönemde de bu tür yerlerin kullanıldığı biliyoruz” dedi.