Fed, dün politika faizini 4,25-4,50 aralığına çekse de, federal fon oranına ilişkin tahminini gelecek yıl için yüzde 3,4'ten yüzde 3,9'a yükselterek 2025'te faiz indirimlerini yavaşlatacağının sinyalini verdi.
ABD Merkez Bankasının (Fed) dünkü toplantıda gelecek dönemde faiz indirimleri konusunda daha yavaş davranacağına ilişkin verdiği sinyaller piyasalarda belirsizliklerin artmasına neden olurken, analistler, toplantı sonrası yol haritasını en fazla ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın politikalarının etkileyeceğini bildirdi.
Fed, dün, politika faizini beklentiler doğrultusunda 25 baz puan düşürerek politika faizini 4,25-4,50 aralığına çekse de, federal fon oranına ilişkin tahminini gelecek yıl için yüzde 3,4'ten yüzde 3,9'a yükselterek 2025'te faiz indirimlerini yavaşlatacağının sinyalini verdi.
Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Fed Başkanı Jerome Powell, para politikası duruşunun önemli ölçüde daha az kısıtlayıcı olduğunu belirterek, gelecek faiz indirimlerini değerlendirirken "daha temkinli" olacaklarını ifade etti.
Söz konusu gelişmeler pay piyasalarında satış baskısının artmasına neden olurken, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,54 seviyesine çıktı.
Dolar endeksi de dün son iki yılın zirvesine çıkarken, altının ons fiyatı 2.600 doların altını test etti.
Uzmanlar, piyasaların yönünü ve ABD Merkez Bankasının (Fed) bundan sonraki yol haritasını en fazla ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın politikalarının etkileyeceği öngörüsünde bulundu.
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Uzmanı Şant Manukyan AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Trump'ın ofise geçeceği döneme kadar piyasalarda oynaklığın yüksek olabileceğini ifade etti.
Fed'in kararını yorumlamak için aslında birkaç ay geriye gitmek gerektiğini belirten Manukyan, birkaç ay önce piyasada Avrupa Merkez Bankasının (ECB) önce faiz indireceğinin belli olmasıyla beraber kendisinin de içinde olduğu bir grubun Fed ile diğer ülkeler arasında bundan sonra net ayrışma olacağı yönünde bir görüş bildirdiğini aktardı.
Manukyan, ancak o dönemden sonraki fiyatlamalara bakıldığında özellikle eylül toplantısına girildiğinde Fed'in 50 baz puanlık agresif bir faiz indirimiyle kapıyı açacağına ilişkin bir genel konsensüs oluştuğunu belirterek, "Fed 50 baz puan indirdi ama dönüp baktığımızda yüzde 3 üzerinde büyüyen bir ekonomi son derece düşük seviyelerde seyreden bir istihdam oranı, hisse senedi piyasalarının zirvede, kripto gibi çok spekülatif varlıkların bile çok ciddi anlamda talepte olduğu bir ortamın çok sıkı bir para politikasıyla tanımlanması zordu." ifadelerini kullandı.
Aslında Fed'in faiz indirimine hata ile başladığı ve özellikle enflasyon tarafının bu hatanın çok net bir şekilde ortaya çıkmasına neden olduğunu söyleyen Manukyan, dünkü fiyatlamaların aslında birkaç aydır var olan ve Fed'in de katıldığı olan biteni fazla iyimser takip eden kitlenin normalleşmesi olarak yorumladığını ifade etti.
Manukyan, avro/dolar paritesinin belki hiçbir zaman 1,08-1,09'ları görmemesi gerektiğini vurgulayarak, Bankaya yönelik beklentiler gerçekçi olmadığından dolayı böyle bir fiyatlama görüldüğünü ve enflasyonun düşmeyeceğinin belli olmasına rağmen 2025 için çok daha agresif faiz indirimleri hesaplayan bir piyasanın olduğunu söyledi.
Fed'in tahminlerinde enflasyonun bir yıl öteye atılmasında çok büyük sapma söz konusu
En önemli detaylardan birinin de daha önce 2025 için yüzde 2,1 olan enflasyon tahmininin yüzde 2,5'e çekilmesi ve yüzde 2,1'lik enflasyon tahminin 2026'ya ötelenmesi olduğunu kaydeden Manukyan, burada çok büyük bir oranda sapmanın söz konusu olduğunu ve bir yıl öteye atılmış tahminlerin daha düşük faiz indirimleri gerektirdiğini ifade etti.
Manukyan, piyasalara bu haliyle bakıldığında daha önceden birikmiş fazla bir iyimserlik olduğu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"İyimserliğin sert satışını görüyoruz. Zaten bundan sonra hacimsiz bir piyasa olacak, önümüzdeki sene başında vergi kaynaklı bazı satışlar olabilir. Yine borç tavanı konusu var. Trump'ın ilk hamlesinin ne olacağına dair spekülasyonlar. Yani 20 Ocak'a kadar biraz volatil, çok tatsız bir piyasayla karşı karşıya kalabiliriz. Ama şunu unutmamak lazım. Örneğin Trump'ın vaatlerinden bir tanesi vergileri, özellikle kurumlar vergisini yüzde 21’den 15’e çekmekti. Mesela böyle bir adım attığınızda faiz indiriminin daha az olmasının yarattığı hasarın bir kısmının değerlemeler açısından telafi edebiliyorsunuz." dedi.
Araştırma geliştirme harcamalarının vergiden düşürülmesinin daha önce 5 yıla yayıldığını dile getiren Manukyan, Trump'ın bunu hemen yapması durumunda hisse senedi piyasasının çok da kötü etkilenmeyebileceğini söyledi.
Manukyan, buradaki en büyük soru işaretinin Trump'ın ne yapacağı konusu olduğunu kaydederek, gerçekten çok ciddi anlamda kayıtsız göçmenin sınır dışı edilmesinin ücretler üzerinde bir baskı oluşturacağını ve şu an halihazırda iş gücü piyasasında gerçekten bir yavaşlama olduğunu ifade etti.
Manukyan, sözlerine şöyle tamamladı:
"Pek çok soru işareti var. Elon Musk başarılı olacak mı? Kamu harcamalarının kısılması bütçe açığı açısından önemli. 2025’te Trump'ın ne yapacağı ve özellikle Çin'in ne yapacağı bence yönü belirleyecek. Şu an için Fed'in aldığı kararlar çok negatif. Bütün varlık sınıflarında artık bir ayı piyasası başlar demek zor."
Fed üyeleri arasında koordinasyon eksikliği görüldü
Rabobank Kıdemli ABD Stratejisti Philip Marey de, Fed'in gelecek yıl 1 tane 25 baz puanlık faiz indirimi yapabileceği öngörüsünde bulundu.
Ocak ayında yapılacak bir sonraki toplantıda faiz indirimine gidilmesinin pek olası gözükmediğini belirten Marey, Trump'ın planladığı gümrük vergileri erken gerçekleşirse gelecek yıl faiz indirimi konusunun tartışmalı hale gelebileceğini ifade etti.
Marey, "Yeni ekonomik tahminlere ilişkin temel sorumuz tahminlerin sadece eylül toplantısından bu yana açıklanan ekonomik verileri mi yoksa seçimlerin sonuçlarını da mı yansıtacağı yönündeydi. Powell'ın buna cevabı FOMC katılımcıları arasında hayal kırıklığı yaratan bir koordinasyon eksikliği olduğunu ortaya koydu." dedi.
Bazı üyelerin yeni gelişmeleri dikkate almak için adım attığını, bazı üyelerin ise yeni gelişmeleri hesaba katmadığını aktaran Marey, bu durumun bundan sonraki enflasyon tahminlerinde daha da yukarı yönlü revizyonlar görülebileceği anlamına gelebileceğini dile getirdi.
FWD Bonds Başekonomisti Chris Rupkey de "Fed yetkililerinin politikada rotayı tersine çevirmediklerini, 2025'te faiz oranlarını hala aşağı çekeceklerini bunun sadece birkaç ay önce düşündükleri hızda olmayacağını belirtmeleri önemli." dedi.
Faiz indirimlerinin hızının düşeceğine yönelik öngörülerin ev satın alacaklar için kötü bir haber olduğunu vurgulayan Rupkey, çünkü uzun vadeli tahvil getirilerinin önemli ölçüde düşeceğine yönelik az bir ihtimal olduğunu ve mortgage faizlerinin yüzde 6'nın üzerinde kalmaya devam edebileceğini kaydetti.
Üç toplantıda üst üste faiz indirimine gidilmesinin ardından, 2025'teki sekiz toplantıda öngörülen faiz indirimlerinin çok daha seyrek olabileceğini belirten Rupkey, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Donald Trump'ın büyüme yanlısı gündemiyle bağlantılı harcama ve vergi indirimleri ile gümrük tarifelerine ilişkin planları, enflasyonun hedefe doğru ilerlemesini durdurma riski taşıyor. Daha fazla talep ile daha güçlü bir ekonomi daha fazla enflasyon üretir, doğanın bu ekonomik yasasını yürürlükten kaldırmanın bir yolu yoktur. Fed, para politikasını gevşetme konusunda bekle ve gör yaklaşımını benimsiyor çünkü seçim kampanyası sırasında yapılan tüm abartılı konuşmalar, Trump'ın ocak ayı sonunda göreve başlamasıyla birlikte bir anda abartıdan gerçeğe dönüşebilir."