Bangladeş'te Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine ayrılan kontenjan oranına tepki olarak başlayan gösteriler, hükümet karşıtı protestolara dönüşürken son üç haftada yüzlerce kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 10 bin kişi gözaltına alındı.
Kamuda kontenjan kararının, Başbakan Şeyh Hasina liderliğindeki Avami Birliği Partisinin destekçilerine fayda sağladığını savunan bir grup öğrencinin 15 Temmuz'da başlattığı gösterilerde resmi rakamlara göre 147 kişi hayatını kaybetti. Yerel basın ise bu gösterilerde en az 200 kişinin yaşamını yitirdiğini yazdı.
Hükümet, sokağa çıkma yasakları ve resmi tatillerle gösterileri kontrol altına almaya çalışıyor ancak kontenjana karşı çıkan protestocular, bu kez de hükümetin istifasını talep ediyor.
Kontenjan sisteminin yeniden uygulanması kararı protestoların fitilini ateşledi
Bangladeş'te kamuda işe giriş pozisyonlarının yüzde 56'sı belirli demografik gruplar ve sınıflar için ayrılırken bunun yüzde 30'u, 1971'deki Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerini kapsıyordu. Protestolar nedeniyle bu kontenjanlar 2018'de kaldırıldı.
Yüksek Mahkemenin haziranda kontenjan sisteminin yeniden uygulanması yönünde karar alması, protestoların temmuzda yeniden başlamasının çıkış noktası oldu.
Dakka Üniversitesi öğrencileri, 15 Temmuz'da kontenjan kararında reforma gidilmesi için pankart ve bayraklarla gösteri düzenlemeye başladı.
Üniversitedeki gösterilerde arbede çıkması ve polisin müdahalesi sonucu 6 kişi yaşamını yitirdi, 250 öğrenci yaralandı. Bunun üzerine ülkedeki tüm üniversiteler süresiz kapatıldı ancak öğrenciler, bu karara rağmen okulları terk etmeyi reddetti.
Sokağa çıkma yasağının ilk gününde 30 kişi öldü
Protestocu öğrenciler, liyakate dayalı sistem talebiyle gösterilerini sürdürürken 18 Temmuz'da ülke genelinde "hayatı durdurma eylemi" başlattı.
Temmuz ortasında gösterilerde ölü sayısı 45'e, yaralı sayısı 2 bine yükselirken muhalefete ve vatandaşlara destek çağrısı yapıldı.
Bu arada aynı gün ülke genelinde internet hizmeti engellendi, metro ve tren seferleri süresiz askıya alındı. Göstericiler, devlet yayın kuruluşu BTV'nin binasını ateşe verdi.
Hükümet, 19 Temmuz'da sokağa çıkma yasağı ilan ederek durumu kontrol altına alması için orduya talimat verdi. Sokağa çıkma yasağının ilk gününde en az 30 kişi hayatını kaybetti.
Şiddet olayları sürerken iktidardaki Avami Birliği Partisi, kontenjanın yüzde 30'dan 20'ye düşürülmesini teklif etti.
Bangladeş Yüksek Mahkemesi, kontenjan kotalarını indirdi
Bangladeş Yüksek Mahkemesi, 21 Temmuz'da gösterilerin fitilini ateşleyen kararında değişikliğe gitti.
Mahkeme, Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine kamuda kontenjan oranını yüzde 30'dan yüzde 5'e çekti, toplam kontenjanın yüzde 2'sinin etnik azınlık ve engelli bireylere, yüzde 93'ünün ise liyakate dayalı şekilde tahsis edilmesini kararlaştırdı.
Bangladeş Başbakanı Hasina, 23 Temmuz'da protestolarda yaşanan şiddet olaylarına ana muhalefetteki Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) ile Bangladeş Cemaat-i İslami Partisinin neden olduğunu savundu.
Bangladeş hükümeti, 24 Temmuz'da mahkemenin kararına uyacağını açıkladı ancak bu da tansiyonun düşmesini engelleyemedi. Askerlerin kontrolü altında sokağa çıkma yasağı kısmen uygulanmaya devam etti.
Muhalefet, hükümeti keyfi tutuklama yapmakla suçladı
Başbakan Hasina, 27 Temmuz'da protestocuların ateşe verdiği devlet televizyonu BTV'yi ziyaret ederek göstericiler hakkında kullandığı, 1971'deki Bağımsızlık Savaşı sırasında Pakistan güçleri için savaşan ve "hain" olarak nitelendirilen kişilere gönderme yapan ve ülkede aşağılayıcı karşılığa sahip "gönüllüler (razakars)" yorumunu geri almaya çalıştı.
Hasina, yine muhalefet partilerini "ülkenin kalkınmasına zarar vermek ve ülkenin yurt dışındaki imajını zedelemek için saldırılar düzenlemekle" suçladı.
BNP Genel Sekreteri Mirza Fahrul İslam Alemgir ise "öğrencilerin haklı hareketini bastırmak" için orduyu devreye sokmanın asla kabul edilemez olduğunu söyledi.
Alemgir, "Hükümet, terörist faaliyetlerini ve başarısızlıklarını gizlemek için BNP dahil olmak üzere muhalefet partilerinin liderlerini ve aktivistlerini keyfi olarak tutukluyor." dedi.
Resmi rakamlara göre gösterilerde 147 kişi öldü
Protestoların başlamasından sonra hükümet, bilançoya dair ilk açıklamayı 28 Temmuz'da yaptı.
Bangladeş İçişleri Bakanı Asaduzzaman Khan Kamal, "kamuda kontenjan" protestolarında 147 kişinin yaşamını yitirdiğini doğruladı.
Kamal'ın açıklamasının ardından ülkede internet hizmetleri yeniden erişime açıldı.
Organizatörler de kontenjan oranlarının indirilmesi kararına cevaben gösterilere son verdiklerini açıkladı. Taleplerinin hükümet tarafından karşılandığını belirten protestocular, yaşanan şiddet olaylarını kınadı.
Basında yer alan haberlerde ülkede son üç haftada gösterilerde yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği veya yaralandığı, yaklaşık 10 bin kişinin gözaltına alındığı bildirildi.
Cemaat-i İslami Partisi yasaklandı
Protestoların sona ermesinden bir gün sonra, 29 Temmuz'da Avami Birliği Partisi önderliğindeki 14 partiden oluşan grup, kamuda kontenjan protestolarında "vandalizm ve kargaşa ile ülkeyi istikrarsızlaştırmakla" suçladıkları Cemaat-i İslami Partisi ve partinin öğrenci kolunu yasaklama kararı aldı.
Parti ve öğrenci kanadı Chhatra Shibir, 1 Ağustos'ta resmen yasaklandı.
Protestolar yeniden başladı
Bangladeş'te yaklaşık 2 bin kişi, 2 Ağustos'ta bu kez de protestolarda ölenler için başkent Dakka'nın çeşitli noktalarında toplandı.
Göstericiler, Hasina hükümetini protesto ederek gösterilerde yaşamını yitirenler için adalet istedi.
Göstericilere müdahale üzerine çıkan arbedede bir polis öldü, 100'den fazla kişi yaralandı.
Protestocular, Hasina hükümetinin istifasını istedi
Bangladeş'in çeşitli bölgelerinde protestocular, 4 Ağustos'ta yine sokaklara inerek hükümetin istifasını istedi.
Gösterilerde "vergi ödememe ve işe gitmeme" gibi yöntemlerle sivil itaatsizlik çağrısı yapıldı, bazı kamu binalarına saldıran protestocular araçları da ateşe verdi. 4 Ağustos'taki gösterilerde Avami Birliği destekçileri ile protestocular arasında yaşanan şiddet olaylarında 93 kişi hayatını kaybetti.
İçişleri Bakanlığı, başkent Dakka ve bazı bölgelerde "aksi belirtilmediği takdirde süresiz sokağa çıkma yasağı", hükümet de 3 günlük resmi tatil ilan etti.
Hasina, protesto adı altında şiddete başvuranları "terörist" olarak nitelendirdi.