AİHM'den yapılan açıklamaya göre, yaklaşık 15 yıl boyunca farklı cezaevlerinin psikiyatri koğuşlarında tutulan Belçika vatandaşı, "yeterli psikiyatrik rehabilitasyona tabi tutulmadığı ve yeterli hukuki yardım alamadığı" gerekçesiyle şikayette bulundu.
Davacının avukatları, söz konusu psikiyatri koğuşlarının "davacının sağlık durumunda herhangi bir iyileşme beklentisinin olmamasına neden olduğunu, topluma yeniden entegre olma olasılığını büyük ölçüde engellediğini" ve bunların da insan hakları ihlali teşkil ettiğini savundu.
Davacı ayrıca, kendisini cezaevinin psikiyatri koğuşlarına yerleştiren kurumun kararlarına itiraz edememesi ve mahkemece atanan avukatlarının alınan kararlara itiraz etmeyi defalarca reddetmesini gerekçe göstererek ülke genelindeki cezaevi sistemi ve mevcut hukuk yollarının işleyişine ilişkin de şikayetçi oldu.
Açıklamada, söz konusu kişinin 1999'da "hırsızlık ve hırsızlığa teşebbüs" suçlarından cezai sorumluluğu bulunmadığına ve bir psikiyatri kurumuna yerleştirilinceye kadar zorunlu olarak cezaevlerindeki psikiyatri koğuşlarında tutulmasına karar verildiği bilgisi verildi.
Kişinin buna rağmen 2015'e kadar psikiyatri kurumuna yerleştirilmeyip ülkenin farklı yerlerindeki cezaevlerinin psikiyatri koğuşlarında tutulduğunun aktarıldığı açıklamada, Belçika'nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddelerini ihlal ettiği ve manevi tazminat olarak 7 bin 300 avro ödemesine karar verildiği kaydedildi.
Belçika'da cezaevlerindeki elverişsiz koşullar sık sık ülke gündeminde yer alıyor.
Avrupa Konseyi İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ve Cezayı Önleme Komitesi (CPT), 29 Kasım 2022'deki raporunda, Belçika'daki cezaevlerinde aşırı kalabalık, yetersiz sağlık ve temizlik hizmetleri ile mahkumlar arası şiddet gibi süregelen sorunlar olduğunu bildirmişti.