İzmir’in Karşıyaka ilçesinde, 22 yıl önce evinin önünden zorla otomobile bindirildikten sonra bir daha haber alınamayan Osman Dikici’nin acılı anne ve babası, 22 yıldır yılmadan usanmadan oğullarını arıyor. Kayıplara karıştığında 27 yaşında olan Osman Dikici’nin babası Kemal Dikici, "Ömrümün yarısı ağlamakla geçti, kanser oldum" diye konuştu.

22 yıldır usanmadan oğullarını arıyorlar: "Ömrümün yarısı ağlamakla geçti"

Olay, 1 Haziran 2002 gecesi Karşıyaka ilçesi Bahçelievler Mahallesi Cevdet Bilsay Caddesi’nde meydana geldi. İlçede market işleten ve o zamanlar 27 yaşında olan Osman Dikici, evinin önünden aracına bineceği sırada, kimliği belirsiz kişilerce otomobile bindirilip kaçırıldı ve o günden beri evine dönemedi. Dikici’nin ailesi o günden bu yana çocuklarını aramayı sürdürürken, aile hem polise haber verdi hem de kendi imkanlarıyla çocuklarını aramayı sürdürdü ancak aramalardan hiçbir sonuç çıkmadı. Son olarak 2018 yılında yapılan bir ihbar ile soruşturma yeniden açılsa da o çalışmalardan da bir sonuç çıkmadı.

Gizemli telefon: "Bizim Osman ile işimiz var, kendisi bir ay bizimle kalacak"
22 yıl önce ilçede rüşvet iddiasıyla açığa alınan polislerin oğlunu kaçırdığını ileri süren baba Kemal Dikici, oğlunun kayıplara karışmasının ardından kendilerine gelen bir telefondan bahsetti. Osman’ın yanlarında olduğunu söyleyen telefondaki gizemli kişiden bahseden baba Dikici, "Market açtık, oğlum marketi çalıştırıyordu. İşe sabah gidiyor, akşam geliyordu. O mıntıkada görevli 3 polisle tanışmıştı. Bunlarla samimiyet kurmuşlardı. Bir gün o bölgede polisler bir kişiyi ruhsatsız silahla yakalamışlar, şüpheliye de 4 bin dolar karşılığında kendisi hakkında rapor tutmama teklifinde bulunmuşlar. Sonra bu kişiden sürekli para istemişler ve silahla yakalanan kişi avukata başvurunca avukatı da tehdit etmişler. Bunların hepsinden Osman’ın da haberi var. O dönemin emniyet müdürünün devreye girmesiyle bu polisler açığa alınıyor. 1 Haziran 2002 gecesi Osman eve gelmedi ve ertesi sabah biz kendisini aramaya başladık. 2 Haziran gecesi de bize bir telefon geldi ve Osman’ın kaçırıldığını söyledi; ’Bizim Osman ile işimiz var, kendisi bir ay bizimle kalacak’ dendi. Ben kim olduklarını söylediğimde de telefon kapandı. Daha sonra polis ekipleri tarafından yapılan çalışmayla yakalandılar; ama Osman ortada yok. Nerede olduğu sorulduğunda da Osman’ın kendilerinden ayrılıp gittiğini söylemişler. O gün bugündür oğlum ortada yok" dedi.

"Ömrümün yarısı ağlamakla geçti"
Oğlunun dirisine de ölüsüne de kavuşamadıkları bu süreçte, üzüntüden kanser hastası olduğunu, sürekli ağladığını söyleyen baba Kemal Dikici, "Sürekli mahkemelerle uğraştık oğlumu bulmak için. Daha sonra 20 seneyi geçince zaman aşımına uğramasın diye tekrar dosya açtırdık. Bu zamana kadar oğlumun dirisini de ölüsünü de aradık. Kanser hastası oldum, kemoterapi gördüm. Kolay bir iş değil, Allah kimseyi, düşmanımı bile evlat acısıyla sınamasın. Televizyonda kayıplarla ilgili bütün programları izliyorum, oğlumdan bir iz çıksın diye her gün kanallara bakıyorum. Ömrümün yarısı ağlamakla geçti. Oğlum canlı gelirse dünyalar benim olur. Kaçırıldığında 27 yaşındaydı, şimdi ise 49 yaşında. Polis ekipleri oğlumu hala arıyorlar gayretli bir şekilde. Oğlumun kaçırılmasının suçlusu olan Bülent Uzun’un da Ukrayna’da olduğu ve kırmızı bültenle arandığını öğrendik" diye konuştu.

"Oğlum şimdi karşımda olsa doya doya sarılır özlem giderirdim"
Oğluna duyduğu hasreti dile getiren acılı anne Fatma Dikici ise, "1 Temmuz akşamı oğlum bana telefon etti ve eve geleceğini söyledi. Gece uyudum uyandım ve baktığımda yatağında yoktu. Sabah bir daha baktım yine yok. O gece bir telefon geldi ve Osman’ın ellerinde olduğunu söyledi. O günden beri kendisinden haber alamadık. Devlet büyüklerinden ve tüm yetkililerden yardım istiyorum. Oğlum şimdi karşımda olsa doya doya sarılır özlem giderirdim. Oğlumu kaçıranların, bizi bu duruma sokanların yargılanmasını istiyorum. Eşim de ben de hasta olduk. Allah kimseye bu sıkıntıyı vermesin" açıklamasında bulundu.
OGÜNhaber